Bir başka doğum hikayesi Elif Özden
Ah Elif Özden diyorum fotoğraflarına bile bakamadığım ve şimdi tekrar içimden Elif Özden derken ne güzel bir isminin olduğunu düşündüğüm Elif Özden:) sen benim en ağlak en çok beklediğim bir aralar hiç çekemeyeceğimi düşündüğüm bebişimsin. Salı olmaz, perşembe doktor yok, öyle böyle derken benim en dolu olduğum ay ve hafta da öyle böyle çekemiyorum, doğum fotoğrafçısı arkadaşım Ayça Oğuş çeker derken yine gönlümün istediği gibi benim çekebildiğim doğduğunda gözyaşlarımın fışkırıp vizörden bakamaz hale geldiğim hem ağlayıp hem çektiğim ve o ilk nefes hep çok uzun sürer ama “bu sefer yıllar mı aldı ne” dediğim doğumumsun… Şimdi bile yazarken ağlıyorum…Bir de annenle kavuşma anın var ki ben heralde yüz yılda geçse o fotoğrafa bakıp bakıp ağlayacağım. Kendi doğumunda ağlamamış bir anne olarak nedir bu durumum bende anlam veremiyorum ama dedim ya sen benim en ağlak doğumumsun… Yeğenim Ali de bile bu kadar ağlamadım ben…
Seni çok bekledik Elif kuzu ama sonunda sağlıklı mutlu aramıza katıldın ya gerisi boş siz doğduktan sonra herşey boş… öyle büyük bir boşluğu dolduruyorsunuz ki sizsiz biz ne yaparmışız bilmiyorum. Slaytshow ların sonunda kullandığım ve deli gibi taptığım bir amerikan deyimi vardır.
“a baby fills a very special place in your heart you never knew was empty” budur senin hikayen benim gönlümde…
Doğum fotoğrafçısı Özlem Turan Bebeğimle Elele Mayıs 2011 sayısındak
“Gönlümün onayladığı anda deklanşöre basarım”
Özlem Turan, işini pek şansa bırakmayı sevmeyenlerden. Çalıştığı şirket kapandıktan sonra hayallerini gerçekleştirmek için iç içe olduğu fotoğrafı profesyonel iş hayatına katmaya karar vermiş. Daha önceden görsel sanatlarla ilgili bir iş yaptığı için doğum fotoğrafçılığına başlaması çok zor olmamış. Bunda anne olmasının da büyük katıkısı olduğunu söylüyor; “Anne olunca üçüncü gözüm açıldı. Her şey daha anlamlı, her bebek, her anne daha güzel göründü gözüme. Anne bebek arasındaki o muhteşem bağın beni her an gözyaşlarına boğacak kadar büyük olduğunu hissettiğimde artık doğum fotoğrafçılığının tozunu yutmaya başlamıştım.” İlk işinde ameliyathanenin katı kurallarını algılayıp, fotoğrafa öyle konsantre olduğunu söyleyen Turan işinin bebeğin ilk nefesiyle şenliğe dönüştüğünü anlatıyor; “Ve o ilk nefesi fotoğrafa aktarmak için gözümü vizöre yapıştırıp netliği ayarlayıp, gönlümün onayladığı an deklanşöre basarım.” Tabii bu işin bir de unutulmazları var. Her doğumdan birkaç anı ile çıkan Turan’ın bir sezeryan ameliyatı sırasında annenin ” Özlem hanım bonemi çıkarıp saçımı tarar mısınız?” demesi unutamadığı anlardan biri. Bebeğinin doğum anını ölümsüzleştirmek isteyenlere de birkaç tavsiyesi var Özlem Turan’ın: “Teknik donanım tecribe önemli ama kendilerine yakın hissettikleri, bu özel günü paylaşabileceklerine inandıkları biriyle doğumhaneye girmeye özen gösterin. Tekrarı olmayan bir anda sizi enerjisiyle boğacak birini o gün yanınızda istemezsiniz. Her fotoğrafçının, her ailenin bir tarzı var bence. Tarzınızın uyuştuğu fotoğrafçıyı bulursanız hem bir fotoğrafçı hem mi arkadaş kazanmış olursunuz” diyor ve ekliyor; “Ben daha rafine, yalın, doğal fotoğraflar çekiyorum ve o tarz fotoğraf seven ailelerle daha iyi bir uyum yakalıyoruz.”
Doğum fotoğrafçılığına yeni başlayanlara da birkaç tavsiyesi var Turan’ın;” Önce gözlemci olmayı bilmek gerekiyor. Çünkü ameliyathane bizim ön planda olduğumuz bir yer değil, biz orada misafiriz. Kendimizi doğumun her anında transparan yapmayı bilmemiz ya da öğrenmemiz gerekiyor. Ayrıca hamile ve annelerle çalışıyoruz, lafımızın nereye gideceğini görüp ona göre konuşup hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü fotoğrafçılık bir meslek değil bir yaşam biçimi”
Neler yapıyor?
Doğum, düğün, aile fotoğrafları Özlem Turan’ın uzmanlık alanları. Doğum öncesi, doğum anı, bebeğin yıkanması, annenin odaya gelişi, ilk emzirme, aile fotoğrafı gibi detayların hepsi Turan’ın hazırladığı doğum albümünün içinde yer alıyor. Dilerseniz doğumdan sonra bebeğinizin evine ilk girişini de ölümsüzleştirebilirsiniz. Özlem Turan’ın çalışmalarına daha yakından bakmak için www.ozlemturan.com adresini tıklayabilirsiniz.
Düğün fotoğrafları Nida&Emre
Nida&Emre düğün fotoğrafları
Organizasyon: Le chic
Mekan: Marriott Istanbul Asia
1 yaş doğum günü fotoğrafları Deniz Güngör
1 yaş doğum günü partisi Deniz
Doğum günü mekanı : Urza
Doğum günü pastası: mutlu dükkan
Doğum fotoğrafları Alp Özdemir
Doğum fotoğrafları Alp Özdemir
16 Mayıs 2011 saat 11:32
Doktor Faruk Buyru
Ataşehir Şifa epidural sezeryan
Doğum fotoğrafçısı Özlem Turan
Doğum hikayesi Poyraz İşcan
Poyraz İşcan doğum fotoğrafları
Amerikan hastanesi epidural sezeryan
4500 gr. 52 cm.
Defne Elvin Çokşirin doğum fotoğrafları
Defne Elvin Çokşirin doğum fotoğrafları
Acıbadem Fulya hastanesi
15 Nisan 2011 saat 9:07
3035 gr. 48 cm
Doktor Bora Cengiz
Gizem&Cem düğün fotoğraflarım Mayıs 2011 Bride’s dergisinde
Herkesin hayatında dönüm noktaları vardır. Ve tesadüf dedigimiz olaylar götürür bizleri o noktalara. Üniversiteye başladığım gün `neden buradayım` sorusunun cevabının bu birliktelik olacağını tahmin bile edemezdim. Cem iki yıl üstüste aynı üniversite ve bölümü kazanıp okumaya karar verirken ben de yanlış kodlamayla oraya girmiştim isteksizce. Cem okula uğramaz dersleri takip etmezdi. Sınav öncesi kütüphanede tanıştık, sınava girip birbirimize kopya verdik. Harika bir ilk paylaşımdı. Öyle doğal bir tanışmaydı ki adını bile sormamıştım. Sınav kağıdından okuduğum isim olan Cem e sonradan neden herkesin Tolga dedigini anlayamamıştım. Bugün hala annesi babası Tolga derken o benim için Cem dir. Sonrasi sıkı dostluk, araya giren Bursa, İstanbul, Amerika üçlüsüne ve geçen yıllara rağmen devam eden türden. Ve bir gun sıradan bir mesajla `Şehirde çok yağmur var ne yapalım? diye sorduğumda `gönlünden ne geçerse diye ` cevap gelince gönlümden geçen işte bu düğüne giden yol olmuştu.
Herşeyin başladığı o günün yağmurunu düğün günümüze de taşıdık. Düğünden bir gün önce arkadaşlarım beni teselli icin arıyorlardı. Nasıl bir yağmur fırtına. Tencerenin dibini kazımayı severdim de bilsem yaparmıydım hiç. Bir yandan fotoğraf çekimine mi üzüleyim diğer yandan fırtınadan calışmayan feribot seferlerine mi. Bir gelinin başına gelebilecek en çaresiz durumdur yağmur, damat ise Allahtan daha mantıklı. Özel gelin damat şemsiyesi almış gayet rahat ve esprili. Amerika da yasayan bir arkadaşımız var. Yağmur yağmasın diye cocuklar orda bir tekerleme söylerlermiş . `Rain rain go away please come again but another day` diye tekrarlarlarmış. Benim de biyerden duymusluğum vardı. Kırk tane kel ismi bulup altalta yazarsan düğünde yağmur yağmazmış. Biz ailece bildiğimiz bütün kelleri yazdık hatta kırkı aştık kendimizi alamadık. Bir yandan da ingilizce tekerleme sürekli dilimizde. Sonuç mu? Düğün günü tek bir damla yağmur yağmadı. Bütün gün ve gece..
Tüm gün bizimle olan düğün fotoğrafçımız Özlem bana sorarsanız tam bir düğün günü koçu. Bonus olarak harika fotoğraflar çekiyor gibi. Sizin için ilk olan bu karmaşık günün benzerlerini defalarca paylaşmıs biri olarak her cümlesiyle içinize su serpiyor. Hangi saatte ne yapılması gerektiğini birlikte planladık. Bir güne sığdırılması gereken makyaj, kuafor, fotoğraf çekimi, evden çıkış, mekana varış icin saatleri belirledik. Ben bütün bunlar için öğlen 1 gibi buluşuruz dediğimi hatırlıyorum. Özlem gülmüştü. Serüven sabah 10 da makyajla başladı. Hiç sıkışmadan aksilik olmadan ki bu tür durumlar icin b planları mevcuttu, tamamladık günü. Her türlü duyguyu bir anda hissedebilecegim başka bir gün yasayacağımı zannetmiyorum. Mutluluk, telşs, endişe, huzur, keyif ve korku..Belki doğumda ..E o zaman da Özlem bizimle olursa destegiyle böyle keyifle geçer her özel günümüz..
Düğün mekanı seçimimiz hiç zor olmamıstı. Tanıştıgımız, birbirimize bağlandığımız, evlenme teklifini kabul ettigim yer bizim icin bir üniversitenin cok otesinde yuvamız gibi olan Yıldız Tesisleri, gelirin burslu öğrenci fonuna katkısının anlamıyla biz onu diil o bizi seçmiş gibiydi. Hep bir bahar düğünü istediğimizden ve gelecek seneyi beklemek istemediğimizden mekana Ekim ayında ilkbahar çiçekleriyle lavanta kokusuyla ve mor renk hakimiyetiyle bahar ı getirmeye çalıştık. İlk dans parçamız da alışılmış romantik slowların dışında bu sebepten Candan Erçetin “Bahar” oldu.
Düğün başladığında coktan rahatlamış o anların keyfini çıkarıyordum. Çok mutluydum. Bu o kadar önemli ki. Saçınız, gelinliğiniz müzik ne kadar önemli detaylar olsa da eğer gülümsemeniz gerçek diil ise hiç bir anlamı yoktur. Mutlu gelin damat eşittir cok güzel düğün demek. Eğer davetliler düğün sonrası ne güzel düğündu ne çok eğlendik diyorlarsa bu siz eğlendiginiz içindir. Ertesi gün herşey bittiğinde uçan kuşlar kadar rahat oluyor insan ve masallardaki kadar mutlu..
Gizem Kavuncuoğlu – Cem Tolga Bayraktar
Evlilik tarihi:
09.10.2010
Mekan:
Yıldız Hisar Kulübü
Hazırlık ve gelin damat fotoğrafları mekanı:
Organizasyon:
Gelinlik:
Damatlık:
Beymen
Gelin ayakkabı:
Vario
Damat ayakkabı:
Doucal’s
Gelin saç:
Hande Haluk Hair Designer / Ulus
Damat saç:
Zenduman / Etiler
Gelin Makyaj:
Fotoğraf:
Müzik:
DJ Tuna – Musicoutre
Çiçek:
Pasta:
Pelit
Doğum hikayesi Öykü Öztürk
Doğum fotoğrafları Öykü Öztürk
Doktor Egemen Koyuncu
Genel anestezi
5 Mayıs 2011 saat 8:20
3130 gr. 49 cm.
Doğum fotoğrafçısı Özlem Turan
SON YORUMLAR